​​​​​​​Sosyal kaygı belirtileri, sosyal durumlarla ilgili korkudan kaynaklanma eğilimindedir.

Doğru başa çıkma stratejileriyle belirtilerinizi büyük ölçüde azaltmak mümkündür. Başkalarının yanında olduğunuzda, her zaman sahnede olduğunuzu ve seyircilerin ortalığı karıştırmanızı beklediğini hissedebilirsiniz. Utanma korkusu çoğu zaman sohbetlere katılmanızı engeller ve insanlarla bağlantı kurmanızı zorlaştırır. Daha önce sosyal fobi olarak adlandırılan sosyal kaygı bozukluğu olan kişiler için bu düşünceler sinir bozucu derecede yaygın olabilir. Sosyal kaygınız varsa sıklıkla izolasyon hissi hissedebilirsiniz, ancak yalnız değilsiniz. Aslında, Türkiye'deki yetişkinlerin tahminen %14,4'ü, yaşamlarının bir noktasında sosyal kaygı bozukluğu yaşamaktadır. Araştırmalara göre, sosyal kaygı bozukluğu da panik ataklara neden olabilir. Ancak kendi belirtilerinizi ve onları neyin tetiklediğini öğrenmek, sosyal kaygıyı yönetmeyi çok daha kolay hâle getirebilir.

Sosyal Kaygı ve Utangaçlık

Bazı insanlar utangaçlığı sosyal kaygıyla karıştırır. Sosyal kaygı bozukluğu teşhis edilebilir bir durum olsa da, utangaçlığın bir kişilik özelliği olarak tanımlanması daha doğru olur. Sosyal kaygı bozukluğu genellikle günlük yaşamı, utangaçlığın yapamayacağı şekilde bozar. Örneğin, sosyal kaygının işinizin veya ilişkilerinizin önüne geçtiğini görebilirsiniz. Utangaç insanlar bazen sosyal durumlardan kaçınırken, sosyal kaygı bozukluğu olan bir kişi bunu daha sık yapabilir ve bunun sonucunda hayatında daha fazla aksama yaşayabilir. Sosyal kaygı bozukluğuna sahip olmak her zaman utangaç olduğunuz anlamına da gelmez. İnsanların yanında kendinizi çoğu zaman rahat hissedebilir ve yalnızca halka açık bir yerde yürümek, konuşma yapmak veya yabancılarla etkileşime girmek gibi belirli durumlarda endişeli hissedebilirsiniz.

Psikolojik ve Fiziksel Sosyal Kaygı Belirtileri

Bir korkunun mantıklı olmadığını bilseniz bile, bu onun kaygı yaratmasını engellemeyebilir. Belirtileri tanımlama yeteneği, sosyal kaygı bozukluğunu yönetmeyi öğrenmeye yönelik ilk adımlardan biri olabilir. Uzmanlar, sosyal kaygı bozukluğunun her yıl ülkemizde yetişkin erkeklerin  %4,9'unu; kadınların ise %9,5’ini etkilediğini tahmin etmektedir. Kadınların SF (Sosyal Fobi) yaşama olasılığı erkeklerden biraz daha fazladır. Sosyal kaygı bozukluğu herkes için aynı değildir. Aşağıda sosyal kaygı kendinizde sorgulayabileceğiniz bazı belirtileri veriyorum.

Fiziksel Sosyal Kaygı Belirtileri

Kaygı ile ilişkili stres vücuda fiziksel zarar verebilir. Bazı insanlar bunu omuzları, alınları veya mideleri gibi bölgelerinde kaygı yaşamak olarak tanımlıyor.

Sosyal Kaygı Bozukluğunun Bazı Fiziksel Belirtileri Şunlardır:

  • Baş dönmesi veya bayılma
  • Kas gerginliği
  • Kızarma
  • Kalp çarpıntısı
  • Hiperventilasyon veya nefes darlığı
  • Mide bulantısı ya da kusma
  • İrritabl (huzursuz) bağırsak sendromu (IBS)
  • Aşırı terleme
  • Titreme

Bu liste size sosyal kaygı bozukluğunuz olup olmadığına dair bir gösterge sunsa da, tanının yerini tutması amaçlanmamıştır.

Bazı durumlarda bu belirtiler aslında sosyal kaygı bozukluğunuzu besleyebilir. Örneğin, istenmeyen ilgiyi çektiğini düşünüyorsanız kızarmak utancınızı daha da kötüleştirebilir.

Psikolojik Sosyal Kaygı Belirtileri

Sosyal kaygı bozukluğunuz varsa düşünme ve hissetme şeklinizi etkileyen psikolojik belirtileri yaşayabilirsiniz. Bunlar şu şekilde ortaya çıkabilir:

  • İş, okul veya sosyal olaylardan önce korku duyguları
  • Sosyal ortamlarda korku, stres veya panik
  • Konuşmalar sırasında “beyin sisi”
  • Sosyal durumlarla ilgili müdahaleci düşünceler
  • Yalnızlık veya sosyal izolasyon duyguları
  • Sosyalleştikten sonra yorgunluk
  • Başkalarını rahatsız etme korkusuyla konuşmaktan çekinmek
  • Göz teması kurmada zorluk
  • Kendine güvensizlik

Sosyal Kaygı Bozukluğu Türleri

Sosyal kaygı bozukluğu kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Sosyal kaygı bozukluğunuz varsa belirtileriniz hafif, orta veya şiddetli olabilir. Belirtileriniz ayrıca günlük işleyiş açısından hafif, orta veya ciddi düzeyde bozulmaya neden olabilir.  Bazen de sosyal kaygı bozukluğu belirli korkuları içerir. Bunlar aşağıdaki korkuları içerebilir:

  • Topluluk önünde konuşma
  • Yabancılarla konuşmak
  • Umumi tuvaleti kullanmak
  • Başkalarının önünde yemek yemek
  • Başkaları varken telefonda konuşmak
  • Çalışırken izleniyor gibi hissetmek

Bu liste, sosyal kaygı bozukluğu olan kişilerin yaşayabileceği bazı yaygın korkuları vurgulamaktadır, ancak kapsamlı değildir. Tamamen farklı bir sosyal durumun sosyal kaygınızı tetiklediğini görebilirsiniz.

Sosyal Kaygı Bozukluğu ve İlgili Durumlar

Sosyal kaygı bozukluğu olan kişilerin %90'a kadarı aynı anda ortaya çıkan bir duruma sahiptir, yani aynı anda iki rahatsızlığa sahiptirler. Örneğin, sosyal kaygı bozukluğu olan birinin aynı zamanda depresyon veya madde kullanımı sorunları da yaşaması alışılmadık bir durum değildir. Ortak belirtilere sahip oldukları için sosyal kaygı bozukluğunun başka bir durumunu karıştırmak da olasıdır. Sosyal kaygıyla ortak belirtileri olan bazı durumlar şunlardır:

  • Panik atak
  • Agorafobi
  • Yaygın kaygı bozukluğu
  • Ayrılık kaygısı bozukluğu
  • Spesifik fobi
  • Majör depresif bozukluk
  • Vücut dismorfisi
  • Çekingen kişilik bozukluğu

Bir terapistle konuşursanız, sosyal kaygı belirtileriniz varsa bu durumlardan bazılarını ekarte etmek isteyebilirler. Bu şekilde sizin için en iyi tedavi yaklaşımlarını kullandıklarından emin olabilirler.

Sosyal Kaygı Bozukluğum Var Mı?

Sosyal kaygı bozukluğunuz olup olmadığını merak ediyorsanız profesyonellerin bunu nasıl teşhis ettiğini bilmek yardımcı olabilir. Ruh sağlığı uzmanları, sizin hakkınızda daha fazla bilgi edinmek ve sizin durumunuz için tanının anlamlı olup olmadığını öğrenmek için Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı'ndaki (DSM-5) ölçütleri veya belirti kontrol listesini kullanırlar. DSM-5, sosyal kaygı bozukluğu için özellikli tanı ölçütleri içerir. Bir terapistle konuşursanız, sosyal kaygı bozukluğu belirtileri yaşayıp yaşamadığınızı belirlemek için aşağıdaki gibi sorular sorabilirler:

  • Kendinizi aşağılamak veya utandırmak konusunda sık sık endişeleniyor musunuz?
  • Belirli sosyal durumlarda olduğunuzda endişeli hissediyor musunuz?
  • Kaygı nedeniyle sosyal ortamlardan kaçınıyor musunuz?
  • Kaygılı hissettiğinizde, bu çoğunlukla insanların yanında mı yoksa insanlarla etkileşim kurmayı düşündüğünüzde mi oluyor?
  • Korkularınız yabancıların dâhil olduğu sosyal durumları veya yargılanma olasılığını içeriyor mu?
  • Sosyal durumlarla ilgili panik ataklarınız mı var?
  • Korkunuzun anlamsız olduğunu bilseniz bile endişelenmeyi bırakamayacağınızı mı düşünüyorsunuz?
  • Kaygınız okul, iş, ilişkiler veya hobiler de dâhil olmak üzere günlük yaşamınızı olumsuz etkiliyor mu?
  • Kaygınız 6 ay veya daha uzun sürdü mü?
  • Başka tıbbi veya zihinsel sağlık durumunuz var mı?
  • Herhangi bir ilaç veya madde kullanıyor musunuz?

Sosyal kaygınız yalnızca topluluk önünde konuşma veya başkalarının önünde performans sergilemeyle ilgiliyse, yalnızca performans türü sosyal kaygı bozukluğuna sahip olabilirsiniz.

Bir bireyin sosyal kaygı bozukluğu yaşamasını neyin tetikleyeceğini önceden tahmin etmenin bir yolu yoktur ancak bu konuda endişe taşıyan bireyler belirtilerin etkisini azaltmak için çeşitli adımlar atabilirler.

  • İlk olarak bu tür bir endişe taşıyan bireylerin erkenden yardım alması gereklidir. Diğer birçok akıl sağlığı durumu gibi sosyal kaygı bozukluğu tedavisi de bekledikçe daha zor bir hâl alır.
  • Birey kişisel yaşamını takip etmek, kendisinin ve ruh sağlığı uzmanının neyin strese neden olduğunu ve neyin daha iyi hissetmesine yardımcı olduğunu belirlemesine yardımcı olmak için bir günlük tutabilir.
  • Birey kendi hayatındaki problemleri önceleyerek, zamanını ve enerjisini dikkatlice yönetebilir ve bu sayede hissettiği kaygıyı azaltabilir. Bu süreçte bireyin hoşuna giden işleri yapmaya zaman ayırması önerilir.
  • Sigara, uyuşturucu, aşırı alkol hatta kafein gibi sağlıksız madde kullanımından kaçınmak önemlidir. Bu maddeler özellikle aşırı kullanıldıklarında hem kaygıya neden olabilir hem de var olan kaygı hislerini ağırlaştırabilir.
  • Bu maddelere bağımlı olmak bireyde ayrıca endişeye neden olabilir. Bu maddeleri bırakmak bireyin kendi başına yapmasında zorlandığı bir durumsa birey doktoruna başvurmalıdır. Doktor bireye yardımcı olacak bir tedavi programı veya destek grubu bulmayı kolaylaştıracaktır.