Türkiye, son dönemde yaşadığı terör olayları ve şehit haberleriyle yine zor günler geçiriyor.

Toplum olarak yüreklerimiz yanıyor, kaybımız büyük ve hissettiklerimiz, içimizi soğutmaya yetmiyor. Şehitlerimiz, yaslı aileleri, gözyaşları ve acılarla dolu bu dönemde, ülke olarak bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan da toplumsal yaranın sarılmasına çalışıyoruz. Ancak tüm bu acılar yaşanırken, bazı kişilerin ve grupların bu durumdan istifade etmeye çalışması, milletin yüreğinde derin yaralar açıyor.

Her şehit haberiyle, bir evin ışığı sönüyor, bir anne, bir baba, eş, çocuk, kardeş gözyaşlarına boğuluyor. Bu acılar, toplumun ortak vicdanında derin izler bırakıyor. Ülkenin dört bir yanında insanlar, terörün acımasız yüzüyle bir kez daha yüzleşiyor. Ancak bu süreçte, millet olarak birbirimize daha sıkı sarılmamız, dayanışma ve birlik içinde olmamız gerekiyor.

Propagandanın Gölgesinde Acılar

Ne yazık ki, bu acılı günlerde bile, toplumun yasını ve acısını istismar eden, kendi çıkarları için propaganda yapan kişi ve gruplar bulunuyor. Bu kişiler, acıyı ve yası siyasi bir araç olarak kullanmaya çalışıyor, toplumun duygularını manipüle ederek kendi gündemlerini öne çıkarmayı hedefliyor. Bu tür yaklaşımlar, milletin acısını hiçe saymakta ve toplumsal yaraları daha da derinleştirmektedir.

Şehit haberlerinin ardından, hayatın normal akışında devam etmesi beklenirken, bazı kişilerin bu ulusal yası hiçe sayarak eğlencelerine devam etmesi, toplumda derin bir rahatsızlık yaratıyor. Bu durum, toplumsal dayanışma ve empati duygusuna zarar veriyor, acıları yaşayan aileler ve bütün bir millet nezdinde büyük bir saygısızlık olarak algılanıyor.

Bu acılı dönemlerde, her bir bireyin ve toplumun tüm kesimlerinin göstermesi gereken duyarlılık ve sorumluluk büyük önem taşıyor. Şehit ailelerine, yas tutanlara saygı göstermek, onların acılarını paylaşmak ve destek olmak, insanlık görevimizdir. Ayrıca, asılsız haberlere ve provokatif içeriklere karşı uyanık olmak, bilgiyi doğru ve güvenilir kaynaklardan teyit etmek, toplumsal bilinci korumanın ve güçlendirmenin en önemli yollarındandır.

Toplum olarak, bu acı dolu dönemlerde birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmamız, acılarımızı birlikte saracak güçlü bir bağ oluşturmamız gerekiyor. Şehitlerimizin aziz hatıralarını onurlandırmak, onların ailelerine ve yakınlarına destek olmak, her birimizin ortak sorumluluğudur. Bu zor günlerde, acılarımızı istismar edenlere karşı uyanık olmak, toplumsal vicdanımızı ve dayanışma ruhumuzu korumak, ulusal birliğimizi ve beraberliğimizi pekiştirecek en önemli adımlardır. Bu yolda hep birlikte yürümek, şehitlerimize olan borcumuz ve gelecek nesillere bırakacağımız en değerli mirastır.