Başlığı gördüğünüzde tahmin etmişsinizdir sanırım hangi takımdan bahsettiğimi ...

10 yıla çıkan şampiyonluk hasreti, ezeli rakibine bırakın üstünlük kurmayı, iki maçta içeride ve dışarıda atılamayan tek bir gol ve mutsuz bir taraftar kitlesi...

Evet, büyük Fenerbahçe sevdalılarına bu yazı.

Fenerbahçemiz, geçtiğimiz 10 yıl içerisinde hep iddialı bir kadro ile yola çıktı. En son Ersun Yanal hocamızla gelen şampiyonluktan sonra bu sevince hasret kaldık. Ve taraftarımızın sabrı her geçen yıl daha da taştı. Öyle ki, geçen sene Jorge Jesus ile tavan yapan umutlar en yüksekten yere çakıldı.

Şimdi günümüze dönmek istiyorum. Fenerbahçe, bu sene 1988/1989 sezonu ruhunu yakalayabilecek bir kadro kurdu. Dile kolay, bir sezonda 103 gol atılan, 93 puanla kazanılan şampiyonluk...

Pek çok futbol otoritesine göre günümüzün Fenerbahçesi, kulüp tarihinin en iyi kadrosuna sahip. Öyle ki, takımın güncel kadro değeri 220 milyon Euro civarında.

Son 17 resmi maçlardaki galibiyet serisine baktığımızda, giderek artan bir performans, oyun ve takım ruhu olarak üstüne üstüne koyan bir Fenerbahçe görüyoruz. Takım, 15-20 dakikalık periyotlarla rakibine gücünü ve oyun üstünlüğünü kabul ettiriyor. Geçen seneye göre ise oyunun kontrolünü sürekli elinde tutuyor. Bu sezon Fenerbahçe, özellikle taraftarının önünde rakiplerini boğucu, 4-5 farklı ezici skorlar alacak gibi duruyor. İleri uçtaki Edin Dzeko, Dusan Tadic, Sebastian Szymanski'nin skor ve asist istatistikleri muazzam.

Bu istatistiklere Michy Batshuayi, Cengiz Ünder ve J. King'in ilerleyen günlerde gözle görülür katkılarının olacağını düşünüyorum.

Livakoviç gibi dünya çapında bir eldiven; Becao, Osayi, Ferdi ve Djiku gibi güven veren bir defans hattı; Fred ve İsmail gibi orta dinamolar; bir de bunlara giderek artan performanslarıyla diğer kaliteli yerli ve yabancı oyuncularımız eklendiğinde... Bu kadro, gerçekten uzun yıllar sonra Fenerbahçe taraftarının yüzünü güldürebilecek bir kadro. Öyle ki, takımda geçen senenin vazgeçilmezleri Arao, Crespo, Lincoln gibi oyuncular bile ne kadar sıradan orta segment oyuncular gibi gelmiyor mu? Geçen sene Jorge Jesus'un zorlamalarıyla maç sonu tribünleri selamlamaya gelen Fenerbahçe takımına bir de bu sene bakalım. İsmail Kartal hocamızın azmini, istikrarını ve en önemlisi içindeki büyük Fenerbahçe sevgisini eklediğimizde bu sezon bambaşka bir Fenerbahçe ruhu var.

Yazının başında belirttiğim gibi, bir devir artık değişiyor. Fenerbahçemiz, Perşembe akşamı Bulgaristan temsilcisi Ludogorets ile karşılaşacak. Avrupa'da 262. sınavımıza çıkacağız. Toplamda 103 galibiyet, 55 beraberlik ve 104 mağlubiyetimiz var. Ve artık bu sezon galibiyet sayımız mağlubiyet sayımızı geride bırakacaktır. UEFA kulüpler sıralamasında geçen sene 107. sırada bulunan kulübümüz an itibariyle 58. sıraya yükselmiş durumda. Şuanda İngiliz temsilcisi Aston Villa ile Konferans Ligi'nde şampiyonluk için favori iki kulüpten biri olarak gösteriliyor.  Büyük Fenerbahçe sevdalıları sabırlı olmalı. Takımının yanında sımsıkı durmalı. Umuyorum ki güzel günler yakındır. Saygılarımla...