Suna Kıraç’ın vasiyeti doğrultusunda İpek Kıraç’a bıraktığı Temel Ticaret ve Yatırım A.Ş hisseleriyle ilgili başlayan dava süreci, medyanın da ilgisini çekti. İnan Kıraç, İpek Kıraç’ı evlatlıktan reddettiğini açıklayarak, bu ilişkinin sona erdirilmesi için dava açtı. İpek Kıraç ise bu durumu, aslında kendisini değil annesini ve annesinin son arzularını dava ettiği şeklinde yorumladı.
Kavga Suna Kıraç’ın 1992 Tarihli Vasiyetnamesiyle Başladı
Bu miras kavgası, Suna Kıraç’ın 1992 tarihli vasiyetnamesiyle başladı. Vasiyetnamede, Temel Ticaret ve Yatırım A.Ş hisselerinin tamamı İpek Kıraç’a bırakıldı. Ancak İnan Kıraç, bu karara karşı çıkarak dava açtı. İpek Kıraç ise üvey babasını, annesinin hesabından para kaçırmakla suçladı ve mal varlıklarına el konulmasını talep etti. İstanbul Anadolu Aile Mahkemesi, İnan Kıraç’ın Karsan şirketindeki hisselerine ihtiyati tedbir kararı koydu.
Miras kavgası, Suna Kıraç’ın vefatından sonra ortaya çıkan 1992 tarihli vasiyetnamesiyle başladı. Bu vasiyetnamede, Temel Ticaret ve Yatırım A.Ş hisselerinin tamamı İpek Kıraç’a bırakılmıştı. Ancak İnan Kıraç, bu karara itiraz ederek dava açtı ve İpek Kıraç’ı evlatlıktan reddetti. İki taraf arasındaki bu hukuki mücadele, mirasın nasıl paylaşılacağı konusundaki anlaşmazlık nedeniyle başlamıştır.
İpek Kıraç Yaşananları Kamuoyuyla Paylaştı
İpek Kıraç, bu süreçte sessiz kalmış, ancak sonunda bir açıklama yaparak yaşananları kamuoyuyla paylaştı. İpek Kıraç, babasının aslında annesinin son arzularını dava ettiğini, bu süreçte üzüldüğü ve şaşırdığı noktalar olduğunu belirtti. Ayrıca, ailesinin Türkiye’ye dair sorumluluklarını unutmamaları gerektiğini vurguladı ve babasının da bu değerleri hatırlayarak ailenin mirasını korumasını umduğunu ifade etti.
Bu açıklamalar, miras kavgasının karmaşık ve duygusal bir süreç olduğunu gösterirken, aynı zamanda aile içi ilişkilerin ve miras hukukunun karmaşıklığını da ortaya koymaktadır. Süreç, ilerleyen dönemlerde nasıl sonuçlanacağı merakla beklenen bir hukuki mücadeleye dönüşmüştür.