Su içerken yaşadığınız deneyim sadece susuzluğunuzu gidermekle sınırlı olabilir mi? Gittikçe popüler hale gelen bir trend, suyun sadece içme suyu olmaktan çıkıp, bir lüks ve tadım objesi haline gelmesini sağlıyor. Londra'da faaliyet gösteren su danışmanı Milin Patel, bu konuda eğitimler veriyor ve farklı suların tatlara, minerallere ve hatta duygusal anılara olan etkisini keşfetmenin bir sanat olduğunu söylüyor.
Su Tadımcılarının Verdiği Aquatasteology Eğitimi Ne İşe Yarar?
Şarap tadımcıları gibi, su tadımcıları da var. Patel, öğrencilerine su tadımı konusunda eğitim veriyor ve farklı suların özelliklerini tanımlamaya çalışıyor. "Su, yalnızca su değildir. Dünyadaki her su farklıdır ve tatları da değişiktir" diyor. Bu alanda uzmanlaşmak isteyenlere su tadımı bilimi olarak adlandırdığı "aquatasteology" eğitimleri sunuyor.
Lüks Su Yarışmaları ve Su Menüleri
Fine Water Society, dünya genelinden su üreticilerini bir araya getirerek her yıl uluslararası tadım yarışmaları düzenliyor. Birleşik Krallık'tan ABD'ye, restoranlar artık yemeklerle eşleştirilmek üzere özel su menülerine sahip. Özellikle üst düzey restoranlarda, balıkla eşleşen suyun bile biftek için farklı olması gerektiği düşünülüyor.
Ancak bu lüks su trendi eleştirilere de yol açıyor. Dünya genelinde temiz suya erişimde sorun yaşayan milyarlarca insan bulunurken, bir şişe lüks suya yüzlerce dolar harcamak çevresel ve etik soruları gündeme getiriyor. Bazı eleştirmenler, bu lüks su furyasını temel bir ihtiyaç olan suyun üzerinden para kazanmanın etik olmadığını savunuyor. 
Sürdürülebilirlik ve Musluk Suyu Tercihi
Lüks su üreticileri, işlenmemiş doğal kaynaklardan elde edilen suların özel ve nadir hikayelerini vurgulayarak pazarlama stratejilerini oluşturuyor. Ancak çevre profesörleri, bu şişelenmiş suların plastik atıklarının çevreye zarar verdiğini ve sürdürülebilirlik açısından musluk suyunun tercih edilmesi gerektiğini savunuyor.
Her damlası farklı bir hikaye taşıyan lüks sular, günümüzde suyu sadece içme amacından çıkararak bir deneyim objesi haline getiriyor. Ancak bu trendin, dünya genelinde suya erişim sorunları yaşayan milyarlarca insanın varlığı göz önüne alındığında, çeşitli eleştirilere ve etik tartışmalara yol açtığı da bir gerçek.
