Elazığ ilinin Arıcak ilçesine bağlı, doğanın uyanışıyla birlikte canlanan manzaralar, her yıl olduğu gibi besicileri 2 bin 500 rakımlı Akdağ'ın yaylalarına taşıyor. İlkbaharın taptaze kokusuyla birlikte başlayan bu özel serüven, hem ailelerin hem de hayvanların, sessiz ve huzurlu bir çevrede buluştuğu anlara tanıklık ediyor.
Kepir Yaylası, kendine has doğal güzellikleri ve temiz havasıyla dikkat çekiyor. Yemyeşil çimenler, doğanın çeşitli tonları ve berrak sular eşliğinde, besiciler ve hayvanları doğayla iç içe bir yaşamın tadını çıkarıyor. Çadırlar kurularak başlayan bu yayla yaşamı, besicilerin 6 aylık uzun bir süre boyunca bu coğrafyada kalmalarını sağlıyor. İşte bu dönemde, aileler hem bir arada vakit geçirme fırsatı buluyor hem de hayvancılıkla ilgilenerek yaşamlarını devam ettiriyorlar.
Geleneksel yöntemlerle yapılan küçükbaş hayvancılık, besicilerin en temel geçim kaynaklarından biri. Kendi ihtiyaçlarını karşılamak için emek harcayan besiciler, aynı zamanda ürettikleri peynir, yağ, yoğurt ve çökelekleri pazarlayarak da gelir elde ediyorlar. Doğa ile iç içe olan bu yaşam tarzı, aynı zamanda doğanın sunduğu nimetlerin değerini daha iyi anlamalarını sağlıyor.
Ancak bu yayla yaşamı, kolay bir serüven değil. Zorlu koşullara rağmen besiciler, geleneklerini sürdürmek ve doğayla uyum içinde yaşamak için çaba sarf ediyorlar. Özellikle geceleri hava sıcaklıklarının düşmesiyle yaşanan soğuklar, bu hayatın ne kadar dayanıklılık gerektirdiğini gösteriyor.
Makbule Dilmen (57), yayla hayatının zorluğunu anlatırken aynı zamanda bu yaşamın içinde bulunmanın kendileri için büyük bir zevk olduğunu dile getiriyor. “Hiçbir şey kolay değil. Biz ilkbaharda hayvanlarımızı alıp yaylaya geliyoruz. Burada eşimize ve çocuklarımıza katkıda bulunuyoruz. Ne yapalım, geçim zordur. Hayvanları sağıyoruz. Peynir, yağ, çökelek olmak üzere elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Zorluğunun var ama bizim için çok zevklidir. 12 yıldır geliyorum. Geceler çok soğuk. Sabah namazına kalkınca insan donuyor” sözleri, yayla yaşamının zorluklarını ve aynı zamanda içinde barındırdığı keyfi anlatıyor.
Besiciler, doğa ve geleneklerin iç içe geçtiği bu mevsimlik mücadelede, her yıl olduğu gibi bu yıl da yaşamı sürdürmeye kararlılar. Elazığ'ın doğal güzellikleri ve yayla yaşamının zorluğu, bu insanların dayanıklılığını ve doğayla uyumunu en iyi şekilde yansıtıyor.
