Kıdem tazminatı kalkıyor mu? Yeni yasada kıdem tazminatı nasıl olacak? Bu sorular, çalışanlar ve işverenler tarafından yakından takip ediliyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan ve 2025-2027 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Programda, Otomatik Katılım Sistemi’ne işverenlerin de dahil edilerek “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi” oluşturulması hedefleniyor. Bu düzenleme, kıdem tazminatının geleceğiyle ilgili yeni tartışmalar yaratmış durumda.
Yeni Yasada Kıdem Tazminatı Nasıl Olacak?
Kıdem tazminatının geleceği, son dönemde çalışanlar ve işverenler arasında merak edilen konuların başında gelmektedir. 2025-2027 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP), Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanmış ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu programda özellikle dikkat çeken konulardan biri, kıdem tazminatı ile ilgili yapılacak olan düzenlemelerdir. Otomatik Katılım Sistemi (OKS) kapsamında işverenlerin de sisteme dahil edilmesi ve bu sayede “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi”nin oluşturulması planlanmaktadır. Bu yeni sistemle birlikte kıdem tazminatının geleceği konusunda önemli değişiklikler gündeme gelmiştir.
Kıdem tazminatı, yıllardır Türkiye’de işçilerin çalışma hayatındaki güvencelerinden biri olarak görülmüştür. Bir çalışanın işten ayrılması durumunda işverenden talep edebileceği bu tazminat, işverenler ve çalışanlar arasında iş ilişkilerinin en önemli unsurlarından biridir. Ancak yeni yasayla birlikte, bu tazminatın mevcut sistemdeki işleyişinin önemli ölçüde değişeceği belirtilmektedir. Yeni düzenleme kapsamında kıdem tazminatının, tamamlayıcı emeklilik sistemine entegre edilmesi planlanmıştır. Bu sisteme göre, çalışanların hak ettikleri kıdem tazminatı, doğrudan emeklilik maaşlarına yansıtılacak ve çalışanlar emeklilik dönemlerinde bu tazminattan yararlanabilecektir.
Otomatik Katılım Sistemi, mevcut emeklilik sisteminin yanında ikinci bir basamak olarak tasarlanmıştır. İşverenlerin de bu sisteme dahil edilmesi, işveren katkısının da devreye girmesi anlamına gelmektedir. Böylece çalışanlar, sadece kendi primleriyle değil, işveren katkısıyla da emeklilik dönemlerinde daha yüksek bir gelir elde etme fırsatı bulacaklardır. İşçilerin çalışma gün sayısı dikkate alınarak hesaplanan kıdem tazminatları, bu sistemin bir parçası olarak değerlendirilecek ve emeklilik maaşı ile bütünleşik bir şekilde ödenecektir. Bu, çalışanların emeklilik döneminde maddi anlamda daha güvenli bir yapıya kavuşmasını hedefleyen bir düzenleme olarak öne çıkmaktadır.
Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, bir yandan işverenler için yeni sorumluluklar doğururken, diğer yandan çalışanların gelecekteki maddi güvencelerini artırmaya yönelik bir adım olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu düzenleme, kıdem tazminatının nakit olarak alınamayacağı ve emeklilik maaşına entegre edileceği anlamına geldiğinden, birçok çalışan için alışılmış tazminat sistemine kıyasla bir yenilik niteliği taşımaktadır. Çalışanların kıdem tazminatını doğrudan alabilme olanağının ortadan kalkması, bu konuda çeşitli tartışmalara neden olmaktadır. Ancak yeni sistem, uzun vadede çalışanların daha yüksek bir emeklilik maaşı almasını hedeflemektedir.
Yeni yasada kıdem tazminatı mevcut sistemdeki işleyişinden farklı bir şekilde düzenlenmektedir. Kıdem tazminatının emekli maaşına eklenmesi, çalışanların gelecekte daha güvenli bir maddi yapı içerisinde olmalarını sağlayacak bir sistem olarak sunulmaktadır. Ancak bu sistemin işleyişi ve nasıl uygulanacağı, hem işverenler hem de çalışanlar açısından yakından takip edilen bir süreç olacaktır. Kıdem tazminatının, emeklilik sürecine entegre edilmesiyle ilgili düzenlemeler, Türkiye’deki çalışma hayatında önemli değişikliklere işaret etmektedir.