Sibirya'nın derinliklerinde binlerce yıl donmuş halde kalmış mikroorganizmaların, artan buzul erimesi ve gemicilik faaliyetleriyle ortaya çıkarak yeni bir salgın tehdidi oluşturabileceği konusunda bilim dünyası uyarıyor. Son yıllarda peş peşe gelen virüsler giderek artarken aynı zamanda tehlike boyutu da büyüyor. 2024 yılında Türkiye’yi etkisi altına alan üçlü salgından sonra şimdi de Arktik Zombi Virüsü vatandaşları endişelendirmeye başladı. Henüz Türkiye’de görülmesi ile ilgili somut bir delil bulunamadı.
Donmuş Topraklardan Çözülen Tehlike Türkiye’ye mi Geliyor?
Arktik bölgesinde, Methuselah veya zombi virüsleri olarak adlandırılan mikroplar, iklim değişikliği etkisiyle çözülme riski taşıyor. Bilim insanları, bu eski virüslerin potansiyel bir büyük salgına neden olabileceği endişesiyle harekete geçmiş durumda. 
Virüslerin Devamı Gelebilir
Aix-Marseille Üniversitesi'nden genetik uzmanı Jean-Michel Claverie, pandemik tehditlerin genellikle güney bölgelerine odaklandığını ancak kuzeyde ortaya çıkabilecek ve güneye yayılabilecek bir salgına daha az dikkat edildiğini belirtiyor. Claverie, "Orada insanlara bulaşıp yeni bir salgın başlatma potansiyeline sahip virüsler var" diyor.
Rotterdam'daki Erasmus Tıp Merkezi'nden virolog Marion Koopmans da bu endişeleri destekliyor. Koopmans, permafrostta bulunan virüslerin potansiyel olarak salgına neden olabilecek türler içerebileceğini vurguluyor. "Böyle bir şeyin olabileceğini varsaymamız gerekiyor" diyor.
Eski Virüsler Yeniden Ortaya Çıkıyor
Jean-Michel Claverie liderliğindeki bir araştırma ekibi, 2014 yılında Sibirya'daki donmuş topraklarda binlerce yıl yaşayan virüsleri inceledi. Donmuş toprak koşulları, virüslerin 50 bin yıla kadar yaşayabileceği bir ortam sağlıyor.
Bilim insanları, eski mikroorganizmaların neden olduğu hastalıkları tespit etmek amacıyla Arktik izleme ağı oluşturma çalışmalarını hızlandırıyor. Bu, potansiyel bir salgını önceden tespit etmek ve önlem almak adına kritik bir adım olarak görülüyor.
Arktik bölgesindeki donmuş topraklardan çözülen virüslerin, küresel bir salgın riski oluşturabileceği konusundaki uyarılar, bilim dünyasını tedirgin ediyor. Araştırmacılar, bu potansiyel tehdide karşı daha fazla önlem alınması gerektiğini vurguluyorlar.
