Sovyet Rusya'nın, Yuri Gagarin'in tarihi uzaya yolculuğundan sadece bir ay sonra, ilk kadın astronotu uzaya gönderme hedefi, gizemli bir olayla karşılaştı. 12 Nisan 1961'de Yuri Gagarin'in başarılı uzay operasyonundan hemen sonra, Sovyetler, bir kadını uzaya göndermeye karar verdiler. Ancak, tarih kitaplarına geçen Valentina Tereshkova dışında, gerçekleştirilen bu gizli operasyonun ayrıntıları hâlâ karanlıkta kalmıştı.
Sovyetler, Yuri Gagarin'in zaferinden sadece bir ay sonra, İtalyan kardeşler Judica ve Cordiglia'nın amatör radyo alıcılarıyla ortaya çıkan ses kaydıyla sarsıcı bir gerçekle yüzleştiler. Kaydedilen telsiz konuşmasında, Rusça konuşan bir kadın, atmosfere geri dönerken yaşadığı kritik bir durumu dile getiriyordu.
Kaybolan Kadın Astronotun Çığlığı
Kadının çığlıkları kaydedilen telsiz konuşmasında yankı buluyordu: "Beş. Dört. Üç. İki. Bir. Bir. İki. Üç. Dört. Beş. Cevap verin. Dinle! Burası sıcak! Ne? 45 mi? 50 mi? Evet. Evet. Evet. Nefes alıyorum. Oksijen. Bu tehlikeli değil mi? Evet. Nasıl? Gönderim şimdi başlıyor. 41. Bu taraftan. Sıcak. Her yerde. Sıcak. Alevleri görüyorum!" 
Atmosfere Giriş ve Çakılma Anı
İtalyan kardeşlerin kaydettiği seslere göre, kadın astronotun atmosfere geri giriş yaparken çaresizlik içinde olduğu anlaşılıyordu. Üstelik, ses kaydından sadece üç gün sonra, Sovyet Uzay Ajansı, kendi uydularının atmosfere giriş yaparken yanarak düştüğünü açıkladı. Bu olay, kaydedilen sesin gerçekten bir kadın astronotun trajik sonunu mu işaret ettiğini düşündürüyordu.
Bu trajediden sadece birkaç gün önce, Ruslar tarafından uzaya gönderilen, amaçsız görünen bir uydunun atmosfere girerken yanarak düştüğü bildirilmişti. Bu sözde uydunun gerçek amacı hiçbir zaman açıklanmadı.
Valentina Tereshkova'nın uzaya gönderilen ilk kadın unvanına sahip olmasına rağmen, araştırmalar, ismi belirsiz bir kadın astronotun, dünyanın etrafında 17 tur attıktan sonra kontrolünü kaybedip, alevler içinde yeryüzüne çakıldığını gösteriyor. Sovyetler'in bu trajik olayı sır gibi saklaması ve detayları gün yüzüne çıkarmamaları, tarihi bir soru işareti olarak kalmaya devam ediyor.
