Türkiye’nin savunma alanındaki adımları hız kesmeden devam ediyor. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının alımı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Almanya’nın itirazlarına karşın İngiltere ve İspanya’nın problemin çözümüne yönelik olumlu yaklaşımları dikkat çekiyor.
Bakan Güler, 40 adet Eurofighter Typhoon alımı konusunda Almanya’nın itiraz ettiğini, ancak İngiltere ve İspanya’nın bu konuyu çözeceklerini belirtti. Bu alım, Türkiye’nin hava savunma kapasitesini önemli ölçüde artırabilir.
S-400 ve ALTAY Tankı Gelişmeleri
S-400 hava savunma sistemleri konusunda da konuşan Bakan Güler, sistemin ihtiyaç duyulduğunda devreye alınacağını vurguladı. Ayrıca, Türkiye’nin yerli tank üretim projesi ALTAY ile ilgili çalışmaların devam ettiği ve toplamda 250 tankın hizmete gireceği bilgisini paylaştı.
KAAN Uçağının İlk Uçuşu ve Sınır Güvenliği
Yerli insansız hava aracı KAAN’ın bu yılın sonunda ilk uçuşunu yapacağı belirtildi. Bakan, Türkiye’nin sınır güvenliğine de değinerek, sınırların daha önce olmadığı kadar güvenilir olduğunu ve 60 bin personelin 24 saat görev başında olduğunu ifade etti.
Siber Savunma ve MKE Modernizasyonu
Siber savunma konusunda ciddi yatırımlar yapıldığını belirten Güler, eğitim konusunda dünyanın en iyi kaynaklarından faydalanıldığını söyledi. Ayrıca, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nda (MKE) eski teknolojilerin yenilendiğini ve bu konuda çalışmaların başlatıldığını açıkladı.
Eurofighter Typhoon’un Teknik Özellikleri
Eurofighter Typhoon, çok rollü bir savaş uçağı olup, havadan havaya ve havadan karaya görevlerde etkili bir performans sergileyebiliyor. Uçağın uzunluğu 15.96 metre, kanat açıklığı 10.95 metre, maksimum hızı yüksek irtifada Mach 2 ve deniz seviyesinde Mach 1.25. Uçağın motor gücü, iki Eurojet EJ200 ard yakma turbofan motor tarafından sağlanıyor ve maksimum kalkış ağırlığı 23.500 kg.
Typhoon’un Geleceği ve Türkiye’nin Savunma Sanayi Stratejisi
Typhoon alımı, Türkiye’nin hava kuvvetlerinin modernizasyonu ve savunma sanayiindeki bağımsızlık çabaları açısından önemli bir adım olabilir. Türkiye’nin bu alanda kendi teknolojik ve üretim kabiliyetlerini geliştirme yönündeki kararlılığı, uluslararası alanda da dikkat çekiyor.