Son dönemde Türkiye genelinde artan kira zamları, konut sahipleri ve kiracılar arasında gündemdeki yerini koruyor. Ekonomik koşullar, arz ve talep dengesi, gayrimenkul değerleri ve yatırım getirisi gibi faktörler, kira bedellerindeki bu artışlarda etkili oluyor.
Ülke genelindeki ekonomik belirsizlik, enflasyon ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar, konut sahiplerini kira bedellerini revize etmeye yönlendiriyor. Talebin arzı aştığı bölgelerde ise kira fiyatları daha da yükseliyor. Gayrimenkul değerlerindeki artışlar da bu eğilimi destekliyor ve ev sahipleri, mülklerinden daha fazla gelir elde etme amacıyla kira zamlarına başvuruyor.
Kiracılar, bu artışlar karşısında mali baskı altında hissediyor ve kira kontratlarındaki düzenlemeleri gözden geçirme ihtiyacı duyuyor. Türkiye’de kira kontratlarına ilişkin mevzuat değişkenlik göstererek, zaman içinde güncellenebilir.
Kiracılar, kira zamlarını kontrol etmek ve haklarını korumak için yerel yetkililere başvurabilir ve mevcut yasal düzenlemeleri takip edebilirler. Bu hem ev sahipleri hem de kiracılar arasında adil bir denge sağlamak açısından önem arz ediyor.
Yüzde 25 Zam Sınırlamasına Yargı Müdahalesi
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi, konutlardaki kira artışlarına dair çarpıcı bir kararla gündemde.
Mahkeme, konutlardaki kira artışlarını düzenleyen yüzde 25’lik sınıra ilişkin çifte bir perspektif sunarak ev sahipleri ve kiracılar arasındaki dengesizliği ele aldı.
Bir ev sahibi ile kiracı arasında yaşanan dava, mahkemenin kira artış sınırlamalarına yönelik çifte bir bakış açısını ortaya koydu. Ev sahibi, 2019 yılında kiraladığı evin kira bedelini yıllık yasal artış oranları üzerinden güncelledi. Ancak bu artış, aynı binada bulunan diğer konutların kira rayiç bedellerinin altında kaldığı gerekçesiyle mahkemeye taşındı.
Yerel mahkeme, yüzde 25’lik sınıra uymadığı için ev sahibinin talebini reddetti. Ancak ev sahibi, istinafa başvurarak mahkemenin kararını bozdurdu. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını desteklemedi ve yüzde 25’lik sınıra eleştiri getirerek adil olmadığına hükmetti.
Mahkeme, kararında “Her somut olayın özelliğine göre, uyarlama istenen taşınmazın mevcut durumunun dikkate alınması gerektiği” vurgusu yaparak, kiralananın niteliği, kullanma alanı, konumu, bölgedeki kira parasını etkileyen faktörlerin göz önüne alınması gerektiğini belirtti.
Mahkemenin bu kararı, hem ev sahipleri için bir sevindirici gelişme olarak değerlendirilirken, bir yandan da kira artış sınırlamalarını eleştiren bir emsal karar olarak dikkat çekti. Bu gelişmeler, kira kontratları ve kira bedelleri üzerinde etkili olabilecek gelecekteki düzenlemelerin de takip edilmesini gerekli kılıyor