Öncelikle şunu belirtelim: Her kadın başka bir dünyadır! Bu nedenle her bireyin kısırlığa neden olan etkenler de farklılık gösterebilir. Eğer düzenli olarak regl oluyorsanız ama hamile kalamıyorsanız muhtemelen ovülasyon (yumurtlama) sürecinizde bozulmalar olabilir. Bunun için doktora başvurmalı ve hormon seviyelerinizle ilgili test yaptırmalısınız.
Unutmayalım ki sağlıklı beslenmek büyük fark yaratıyor! Sağlıksız alışkanlıklardan uzak durmak –yani sigara içmemek, alkol tüketimini sınırlandırmak– genel sağlığı iyileştirdiği kadar üreme sisteminizi de güçlendirir. Egzersiz yapmak da kan akışınızı artırarak yumurta gelişimine olumlu katkılar sağlar.
Eğer problemi düzeltemediyseniz belki de sperm hücrelerinin hareketliliğiniz düşmüştür ya da tüpler tıkanmıştır diyebilirsiniz zaten bilginize sahip olduğunuzu varsayarak açıklama getirmek gerekirse… Tüplerde yaşanan herhangi bir and öne çıkan aşılama yöntemleriyle çözüm bulunabiliyor gerçi!
Tabi tüm bunlar sizin kendinizi kötü hissetmenizi gerektirmiyor değil mi? Çünkü günümüzde teknoloji sayesinde küçük dokunuşlarla bile harika sonuçlar alınabilmektedir! Uzman doktorların önerileri doğrultusunda tedavi seçeneklerini değerlendirebilirsi iz yani yolu beraber yürüyerek keşfetmelisiniz tabii!
Sonuç olarak belirttiğimiz adımları takip ederek hem ruhsal acil anlarımızda hafifletici.unsurlarla kendi desteklerinizi sağlamaya başlayabilirsiniz zira “kendi yolculuk epigrafı- tecrübelerin istenildiğinde daha güzel hedeflere ulaşmasına vesiledir.”
Yumurtlamanın Gizli Yüzü: Kısırlığın Arkasındaki Sebepler
Öncelikle dikkat edilmesi gerekenlerden biri; yaşam tarzı etkileridir. Stres, dengesiz beslenme ve aşırı kilo almak veya vermek kimi zaman yumurtlamayı engelleyici etkenler arasında yer alıyor. Cildinizi ne kadar iyi korursanız koruyun, dış faktörlerin bedeniniz üzerindeki etkisini göz ardı edemezsiniz değil mi? İşte tam da böyle! Özellikle yoğun iş temposu ve stres dolu günlerde vücudumuz kendini savunma mekanizmalarına sokabiliyor ki bunun sonucunda hormonal dengemiz bozulabilir.
Tabii ki hormonal denge demişken… Hormonal problemler de sıkça karşımıza çıkıyor! Polikistik over sendromu (PCOS) ya da tiroid sorunları yaşamak kısırlığın gizli yüzlerinden biri olabilir. Yani aslında düşünüldüğünden daha fazla detay söz konusu!
Vejetaryen diyet yapıyorsanız veya yeterince vitamin alamıyorsanız hemen alarm zilleri çalmaya başlıyor! Doğru beslenmenin sadece fiziksel sağlık için olmadığını unutmamalısınız; üreme sağlığına katkıda bulunduğu yıllardır kanıtlanmış durumda.
Genetik yatkınlığa gelecek olursak… Anne babadan geçen bazı genetik rahatsızlıklar maalesef doğurganlık üzerinde baskı oluşturuyor.Hafta sonunu ailenizin yanında geçirdikten sonra “Benimle birlikte konuştu bile” diyebilirsiniz çünkü kalıtım yalnızca mavi göz rengi taşımaktan ibaret değil!
Sonuçta kadın bedeni esnek fakat kırılgan bir yapıdadır: uygun koşullar oluşmadığında çevremizdeki en büyük mucizeyi kaybetmemeye çalışmak zorundayız.Birçok sebep var elbette ancak bunların her bireyde farklı şekillerde tezahür ettiğini unutmamak önemli.Sadece araştırmalara dayanarak hareket etmek gerçekten yetersiz kalabilir.Evet dediğim gibi,kadının psikolojik durumu ruh halinden bağımsız düşünmek imkânsızı mümkün hale getirebilir.Yeteri kadar bilgi sahip olduğunuzda belirsizlik bulutlarının üstesinden gelmeniz biraz daha kolaylaşacaktır.son mücadelenizi gerçekleştirdiğiniz yolculuk özellikle umut vaat etmektedir.unutmayın,bazen hayat sürprizlerle doludur!
Kadın Sağlığına Dair Bilinmeyenler: Kısırlık Anlayışınızı Yenileyin!
Akla gelebilecek ilk soru: “Herhangi bir kadının hamile kalamaması mı?” Aslında işler biraz daha karmaşık! Bir çiftin düzenli cinsel ilişki sonrası 1 yıl içinde çocuk sahibi olmamasına kısırlık denir. Ancak kadınlarda hormonal dengesizliklerden yaşa kadar pek çok sebep, bu duruma yol açabilir.
Hayat tarzınız da burada özellikle önemli… Beslenme alışkanlıkları ve stres seviyesi gibi faktörler doğurganlığınızı etkiler mi dersiniz? Elbette ki evet! Dikkatsiz beslenmek veya aşırı stresi vücudunuzun kimyasını değiştirebilir ve bazen istenmeyen sonuçlar doğurabilir.
Doğru bilgilere sahip olmak için doktorunuza danışmanız her zaman iyi bir fikirdir… Ama günümüzde alternatif tedavi yöntemlerine yönelmek de popüler hale geldi. Akupunkturdan yoga seanslarına kadar çeşitli yaklaşımlar var!
Bir başka ilginç nokta da genetik faktörlerin rolüdür: Ailenizde benzer problemleri yaşayan varsa dikkat etmenizde fayda olabilir! Bu durum kafa karıştırıcı görünebilir ama araştırmalar gösteriyor ki bazı aileler belirli sağlık sorunlarını genellikle miras alıyor.
Tüm bunlarla birlikte toplumdaki yanlış algıları kırmak şarttır; çünkü sadece fiziksel anlamda sağlıklı olmak yetmez – ruhsal açıdan da güçlü olunmalıdır! Kadınların kendi bedenlerini tanımaları önemlidir – içgörü geliştirmek yepyeni kapılar aralayabilir sizin için!
Sonuç olarak söyleyeceklerinin başlıca maddesi şudur: Bildiğinizden daha fazlasını öğrenmeye açık olun ve asıl doğru bilgileri edinerek özgüven kazanın!
Döllenmede Karşılaşılan Engel: Kısır Döngüyü Aşmanın Yolları
Öncelikle kısırlığın tanımını yapalım: Bir yıl boyunca düzenli cinsel ilişkiye rağmen hamile kalamama durumuna denir. Bu sorun kadın veya erkeğe bağlı olabileceği gibi ikisi arasında bir etkileşim de söz konusu olabilir. Üstelik sosyal ve duygusal faktörlerin etkisini göz ardı etmek imkânsız! Hangi durumda olduğunuzu anlamak için mutlaka uzman görüşünden faydalanmalısınız.
Hepimiz biliyoruz ki stres hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır fakat aşırı stres üreme sağlığınızı doğrudan etkileyebilir mi dersiniz? Evet! Beynimiz kaygılı olduğu zaman hormonal dengemiz bozulur ve vücudumuz ‘savaşa hazırlanmak’ adına enerji depolarına odaklanır; oysa aslında yeni bir yaşam oluşturacak kadar enerjiyi kullanmamız gerekir!
Yanlış bilgilere kapılmamak son derece önemli! İnternet çağında yaşıyor olmamız doğru bilgiye ulaşmayı kolaylaştırırken yanlış yönlendirmeleri de körükleyebiliyor. Sağlam kaynaklardan edindiğiniz bilgiler sayesinde hem kendinizi hem partnerinizi eğitmek büyük yarar sağlar.
Unutmayın ki destek almak yalnızca tıbbi çözüm bulmanın değil aynı zamanda moral motivasyon açısından da çok önemlidir.Bazen sadece birkaç değişiklik yapmak bile sürecin seyrini değiştirebilir – beslenmenizi yeniden ele alın, egzersize başlayın ya da meditasyonu deneyebilirsiniz.Aynada gördüğünüz kişiyle barıştığınızda belki mucizenizin habercisi olacak yeni adımlar atabilirsiniz.!
Üreme Sürecinde Başarısızlığın Nedenleri ve Çözümleri İle Tanışmaya Hazır Misin?
Bunların yanı sıra psiko-duygusal faktörler de göz ardı edilmemeli! Stresli yaşantılar, kaygılı düşünceler ve duygusal gerginliklerle dolu bir ortamda olmak; bedenimiz üzerinde olumsuz etkilere yol açar ki bunları çoğu zaman fark edemeyiz bile. Bu tür hislerin üstesinden gelmek için meditasyon yapmak veya düzenli spor faaliyeti ile stres seviyelerini azaltmak oldukça faydalıdır.
Peki, sorun nerede başlıyor? Genetik koşullar mı yoksa çevresel etmenler mi daha fazla rol oynuyor? Belki de her ikisi beraber devreye giriyor! Örneğin aşırı kilo almak hem kadınların hormon dengelerinde değişikliklere sebep olurken hem de erkeklerde testosteron düzeyini bozabilir.
Bu noktada şunu söylemeliyim: Uzman desteğini asla ihmal etmeyeceksiniz! Bir uzman yardımıyla yapılan detaylı değerlendirme sayesinde çeşitli testlerle sorunun köküne inme fırsatı bulabilirsiniz. Unutmayalım ki çözüm arayışına geçmeden önce doğru tanılama yapılması gerekir!
Ama iş sadece tıbbi tedaviyle bitmiyor elbette; yaşam tarzınızı değiştirmek büyük katkılar sağlar. Daha sağlıklı beslenmeye başlayarak organik ürün tüketimi artırıldığında vücudunuzdaki olumlu yansımaları hemen hissedebilirsiniz değil mi? Düşünsenize… Her gün biraz yürüyüş yapıp egzersizle uğraştığınızda enerjiniz artacak ve kendinizi çok daha dinç hissedeceksiniz!
Alkol tüketimini sınırlamak ayrıca başka önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor çünkü alkol kullanımının bağışıklığı baskıladığına dair pek çok kanıt var artık elimizde.Patlaması muhtemel hoş sürprizlermiş gibi gördüğünüz tüm bu problemler aslında yönetilebilir adımlar atmanız halinde tam tersine dönüşebiliyor yani mücadelede yalnız değilsiniz!
