İstanbul'un Başakşehir ilçesinde, bir sitenin sakinlerinin sevgiyle beslediği Eros adlı kedinin ölümü, hayvan hakları ve adalet kavramları üzerine yeniden düşünmemizi sağlayan bir vaka haline geldi. İbrahim Keloğlan adındaki şahsın, Eros'u asansör içinde ve sonrasında koridorda dakikalarca tekmeleyerek ölümüne neden olduğu olay, hayvan haklarına dair ciddi soru işaretleri uyandırdı. İlk derece mahkemesi tarafından Keloğlan'a verilen 1 yıl 6 aylık hapis cezası, iyi hal indirimi ile 1 yıl 3 aya indirilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı alınmıştı. Bu karar, kamu vicdanını rahatsız ederek, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nın harekete geçmesine sebep oldu.
Yeniden Yargılama ve Artırılmış Cezanın Talebi
Başsavcılık tarafından yapılan itiraz ve sonrasında gerçekleşen yeniden yargılamada, Keloğlan'a bu kez "evcil hayvanı kasten öldürme" suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası verilmesi kararlaştırıldı. Ancak bu karar dahi, başsavcılığın adalet anlayışıyla örtüşmedi. Başsavcılık, suçun vahşetini ve toplum üzerindeki etkisini dikkate alarak, daha ağır bir ceza talebinde bulundu. Dilekçede, olayın canavarca hisle, yoğun kast altında gerçekleştiği ve bu durumun üst hadden ceza gerektirdiği vurgulandı.
Toplum Vicdanı ve Adalet Arayışı
Başsavcılığın itiraz dilekçesinde belirtildiği üzere, İbrahim Keloğlan'ın eylemleri, sadece bir hayvanın acımasızca öldürülmesinden ibaret değil, aynı zamanda toplumun vicdani değerlerine ve adalet duygusuna da bir saldırı niteliği taşıyor. Dilekçede, "Olayın son derece ağır ve vahim olduğuna dair bir kuşku yok" ifadeleriyle, yapılanın sadece bir hayvanı öldürmek olmadığı, aynı zamanda toplumun temel değerlerine yapılan bir saldırı olduğu vurgulandı.
Kararın Bozulması ve Tutuklama Talebi
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, sanık hakkında yapılan takdiri indirimin usul ve yasalara aykırı olduğunu, sanığın eylemlerinin toplumun geniş kesimleri tarafından tepkiyle karşılandığını belirterek, daha ağır bir ceza talep etti. Başsavcılık, sanığın tutuklanması talebiyle kararın bozulmasını istiyor. Bu talep, hayvanlara yönelik şiddetin cezasız kalmaması gerektiğinin ve adaletin sağlanması gerektiğinin altını çiziyor.
Bu dava, sadece bir hayvanın trajik ölümünden ibaret değil, aynı zamanda toplumun adalet, merhamet ve vicdan değerlerinin sınandığı bir vakadır. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararlı adımları, adaletin sağlanması yolunda önemli bir örnek teşkil ediyor. Eros'un hikayesi, hayvan haklarına dair farkındalığı artırma ve daha adil bir toplum yaratma çabasında önemli bir kilometre taşı olarak hatırlanacak.
