Yok denecek şartlar altında kurulduğu günden bu yana Türkiye Cumhuriyeti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde eğitimin ve bilimin ışığını kendine yol edinerek büyümeye ve gelişmeye devam etti. O zamanın şartlarında adeta yoktan var olan ülkemizde bugüne baktığımızda ise elimizi nereye atsak ayrı bir soruna çarpıyor. Ekonomik kriz, işsizlik, düşük alım gücü ve daha niceleri... Bunların hepsinin yanında aslında bunlar kadar önemli görülmeyen ama bütün düğümleri çözecek bir konuya ayrı bir parantez açmak gerekiyor: eğitim ve bilimin ışığından sapmış Türkiye'de ataması yapılmayan öğretmenler.

Dünyada İlk Elektrikli Kazı Yükleyicisi Vitrindeki Yerini Aldı! Dünyada İlk Elektrikli Kazı Yükleyicisi Vitrindeki Yerini Aldı!

Sınava Giren 500 Bin Ataması Yapılan 20 Bin

Asayiş Özel

Bitmek tükenmek bilmeyen sorunların her geçen gün daha da kendini hissettirdiği ülkemizde ekonomik sıkıntılar sebebiyle ataması yapılmayan yüzbinlerce öğretmen, aslında eğitim sisteminin ne denli bitirildiğinin en büyük göstergesi. Her yıl olduğu gibi ülkemizde bu yıl da düzenlenen KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) ile aldıkları 4 yıllık lisans eğitiminin ardından öğrencilerine kavuşma hayali olan yaklaşık 500 bin öğretmen adeta hüsran yaşadı. Yıllarca emek verip hayalleri uğruna yaşantılarından ödün vererek gece gündüz çalışan öğretmenler, 2023 yılında yapılan KPSS sınavı sonucunda 10 ay bekletilmelerinin ardından 20 bin gibi komik bir atama sayısı ile karşılaştı. Sebebi ise şuydu: ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz.

Atanamayan Değil Ataması Yapılmayan Öğretmenler

Eğitim fakültelerinin her yıl binlerce yeni mezun verdiği ülkemizde, sınava giren öğretmen adaylarının sadece  %4'ünün ataması yapılacak. 4 yıllık eğitimin ardından diploması olan öğretmenlere "aday öğretmen" denilerek kendileri kadar donanımlı olmayan bir jüri önünde ısrarla mülakata sokulmak istendiği ve Milli Eğitim Bakanlığının başındaki kişinin bile öğretmen olmadığı ülkemizde verilen bu  %4 atama oranı eğitim ve öğretmenlik mesleğine verilmeyen değerin somut bir başka göstergesi aslında. Bu sebeptendir ki yazımızın başından beri toplum ve medyanın dillendirdiği gibi "Atanamayan" değil "Ataması Yapılmayan" öğretmenler diyoruz çünkü o öğretmenler atanamıyor değil, o öğretmenlerin ataması yapılmıyor.

Eğitimde Çağın Ekonomik Buluşu (!): Ücretli Öğretmenlik

Bir ülke düşünün; bir tarafta öğretmen olmak için üniversiteden dört yıllık eğitimin ardından çeşitli sınavlara ve o da yetmezmiş gibi mülakata girmeniz gerekiyor. Sonra aynı ülkeyi yeniden düşünün; diğer tarafta ekonomik sıkıntıların, plansız harcamaların sorumlusu olmadıkları halde bu öğretmenlerin atamasını yapmayıp onların yerine eğitim fakültesi mezunu bile olmayan kişileri "ücretli öğretmenlik" adı altında daha ucuza çalıştıran bir iktidar var. İşin komik tarafı işe bu iktidar ülkemizde İslam inancını kullanarak kitlesini bir arada tutuyor. Peki "İşi ehline verin" diyen bir peygamberin ümmetinden olan bizim ülkemizde bunu sonuna kadar kullanan bir iktidarın uyguladığı bu politika ne kadar tutarlı? Öğretmen olmak için gerekli dört yıllık eğitim, kpss puanı ve mülakat gibi aşamaların ne olduğunu bile bilmeyen kişilere okullarda sırf daha ekonomik diye niteliksiz eğitim verdirmeye çalışmak ve hak eden yüzbinlerce kişinin emeğini çalmak aslında ülkemizde her şeyi çok iyi özetliyor. Yazımıza Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözleriyle nokta koymak istiyoruz: "Eğitimdir ki bir milleti; ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder. "

Editör: Şahsüver ÇITIR