Türkiye’de gazetecilik alanında yaşanan son gelişmeler, basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü konularını tekrar gündemin odak noktasına taşıdı. T24 yazarı ve deneyimli gazeteci Tolga Şardan, “MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ‘yargı raporu’nda neler var?” başlıklı yazısı sonrasında dikkatleri üzerine çekti. Yapılan yazı içeriğindeki iddiaların ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın re’sen başlattığı soruşturma kapsamında Şardan gözaltına alındı.
İstanbul’dan Ankara’ya uzanan olaylar zinciri, basın camiasında ve siyaset çevrelerinde büyük yankı buldu. Şardan’ın savcılık ifadesi Ankara Adliyesi’nde SEGBİS aracılığıyla alındı ve ardından tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Sorgusu sonrasında, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla tutuklandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunulduğu iddia edilen MİT raporunun içeriği ve doğruluğu konusunda tartışmalar devam ederken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamada suçlamaların yasal dayanağının Türk Ceza Kanunu’nun 217/A maddesi olduğu belirtildi. Şardan’ın gözaltına alınmasına sebep olarak gösterilen bu madde, gerçeğe aykırı bilgilerin yayılmasını yasaklayarak, kamu barışını tehdit eden eylemleri cezalandırıyor.
MİT Raporu İddiasıyla Gazeteciye Kelepçe: Türkiye’de Basının Dünü ve Bugünü!
Gazeteciye destek için birçok basın örgütü ve Ankara Barosu temsilcileri adliye önünde toplandı. Şardan, tutuklama sonrasında “Biz gazeteciyiz, gazetecilik yapıyoruz” şeklinde konuşarak durumuna dikkat çekti.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi ise yazının içeriğinin asılsız olduğunu iddia ederek, yazıda belirtilen MİT raporunun varlığını reddetti. Bu açıklamaların ardından, Yeşil Sol Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş ve diğer çeşitli gazeteciler ve basın örgütleri Şardan’ın tutuklanmasına tepki gösterdi. Gazetecilik faaliyetlerinin kısıtlandığına yönelik eleştiriler, durumun yargı ve basın özgürlüğü açısından değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Tolga Şardan’ın tutuklanması, Türkiye’de gazetecilik mesleğinin risklerini ve zorluklarını bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) kınama açıklaması da, gazetecilik faaliyetlerinin engellenmesine karşı çıkışın altını çizdi. TGS, haber alma hakkının engellenmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
Bu gelişmeler, Türkiye’de medya özgürlüğü ve ifade özgürlüğüne ilişkin sorunları uluslararası camianın da dikkatine sunarken, gazetecilik faaliyetlerinin önündeki engellerin kaldırılması yönünde çağrılara yol açtı. Tolga Şardan’ın, 1980’lerden bu yana gazetecilik yaptığı ve daha önce yargılandığı birçok davada beraat ettiği belirtildi.
Tolga Şardan kimdir?
Veteran gazeteci Tolga Şardan, Türk medya sahnesinde üç dekattan fazla bir süredir varlığını sürdürmektedir. Gazetecilik kariyerine 1988 yılında Ankara’daki Ulus gazetesinde adım atan Şardan, takip eden yıllarda kendini polis muhabirliği ve köşe yazarlığı gibi çeşitli pozisyonlarda kanıtlamıştır. 1989’dan 2018’e kadar önemli bir dönemi Milliyet gazetesinde geçirerek Ankara Temsilci Yardımcılığı gibi görevler üstlenmiştir.
Mesleğine duyduğu tutku ve gazetecilikteki ustalığı, ona 1992’den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı ve Abdi İpekçi gibi önemli gazetecilik ödüllerini kazandırmıştır. En dikkat çekici başarılarından biri, halkın haber alma hakkını savunmasından ötürü 2021 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Basın Özgürlüğü Ödülü’ne layık görülmesidir. Şardan’ın bu uzun ve ödüllü kariyeri, Türkiye’de basın özgürlüğüne olan adanmışlığının ve gazetecilikteki uzmanlığının kanıtıdır.