Bir savaşta en önemli unsurlardan birisi iletişimdir. Hatta günümüzde kullandığımız internet bile bir zamanlar olası bir savaş durumunda iletişimin kesilmemesi için alternatif bir iletişim yöntemi olarak doğmuştur. Köklü bir geçmişe sahip savaş konusunda tecrübeli Rusya bunu bildiğinden Ukrayna’nın iletişimini kesmek için elinden geleni yapıyor.
Ukraynalı Yetkililerde Şaşkın
Henüz bir birbirilerine galip gelemeyen Rus ve Ukrayna tarafı yıllardır, verdikleri kayıplara rağmen savaşmaya devam ediyorlar. Artık günümüz dünyasında savaşta da insan gücünün yanında teknoloji büyük bir önem arz ediyor. Ukrayna internet yardımıyla, dronelar havalandırıp saldırılar düzenliyor, Rus askerlerinin ilerleyişi izliyor, olası bir sıcak çatışma durumunda hızlıca bunun bilgisini gönderip alabiliyor.
Rusya’nın buna müdahale edip elini güçsüzleştirmesini istemeyen Ukrayna ise Starlink teknolojisinden yardım alıyordu. Bu sayede cephelerin arasında iletişim sağlamayı başaran Ukrayna şimdi bir kere daha zor duruma düştü. Çünkü Rusya bulduğu yeni bir yöntemle saldırılarının öncesinde Starlink uydu iletişimini kesmeye başladı.
Ukrayna tarafından yetkililer henüz Rusya’nın bunu nasıl yaptığını bulamadıklarını ve rakiplerinin elinde güçlü bir sinyal bozma teknolojisi olduğundan şüphelendiklerini açıkladılar.
Ama bunun haricinde sosyal medyada acaba Elon Musk Rusya ile anlaşmış olabilir mi? Şeklinde komplo teorileri de dönüyor. Çünkü Starlink uydu tabanlı bir teknoloji ve uydu sinyallerini kesmek telsiz sinyallerini baskılamak kadar basit değil.
Yine Ukraynalı yetkililerin bazen Starlink uydularına bağlanmak için izin istediklerinde gecikmeler yaşadıklarını söylemeleri ve Rusya tarafının da Starlink teknolojisinden yararlanmaya başladığına dair haberlerin yayılmaya başlaması bu söylentileri daha da kuvvetlendiriyor.
Yeni çıkan bu söylentilerin aslı var mıdır? bilinmez ama Starlink projesinin ne kadar önemli olduğunu ve gelecek yıllarca önemini ne kadar artıracağını şimdiden görmüş olduk. Proje yaygınlaştıkça adından daha çok söz ettireceğini ve ülkeler için yeri geldiğinde bir tehdit unsuru olarak bile görülebileceğini bu veriler ışığında söyleyebiliriz.
