Bu antik testerenin günümüzdeki modellerle benzerlik göstermesi, arkeologlar arasında büyük ilgi uyandırdı.
Hattuşa Antik Kenti: Arkeologlar İçin Bir Hazine
Hitit Medeniyeti döneminin başkenti olarak bilinen Hattuşa Antik Kenti, 117 yıldır devam eden kazı çalışmaları sırasında sürekli yeni keşiflere ev sahipliği yapıyor. Bu kez ortaya çıkan 2250 yıllık testere, bölgede bulunan diğer tarihi kalıntılar arasında öne çıkıyor.
Anadolu’da Bir İlk: Prof. Dr. Andreas Schachner’in Açıklamaları
Hattuşa’da devam eden kazı çalışmalarının lideri Prof. Dr. Andreas Schachner, bulunan testerenin Anadolu için bir ilk olduğunu vurgulayarak, eserin Galat dönemine ait bir binada bulunduğunu belirtti. Bu antik aracın, Anadolu’nun tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu ifade etti.
Testerenin Teknolojik Benzerliği: Milattan Önce 3. Yüzyıla Ait Anadolu Testeresi
Prof. Dr. Schachner, testerenin dişlerinin incelenmesiyle, modern çağlardaki araçlara benzerlik taşıdığını söyledi. Bu antik testerenin demir yapısının kalınlığı dışında, bugünkü testere modelleriyle aynı tarzda olduğunu belirtti.
Anadolu’nun Ahşap İşleme Geleneği: Testerenin Kültürel Önemi
İç Anadolu ile Karadeniz Bölgesi’nin kesişim noktasındaki Hattuşa, ağaç işlemenin tarih boyunca ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Ancak bu testere ve Hitit testeresiyle kesilen ağaçlardan günümüze ulaşan izlerin olmaması, bu eserlerin kültürlerin sadece küçük bir kısmını yansıttığını gösteriyor.
Tutamaç Yapısı: Testerenin Kullanım Tekniği
Yaklaşık 20 santimetre uzunluğundaki testerenin bilim insanlarına göre, üzerinde bulunan deliklerden anlaşıldığı kadarıyla bir tutamaçla kullanıldığı belirlendi. Bu tutamaç, dönemin marangozlarının ahşaptan tutup testereyi kullanmalarını sağlamış olabilir.